Ahirzaman Mürikleri...
Ahir Zaman Müşrikleri derler ki: "artık kardeşkanı dökülmesin, boşu boşuna kırk bin kişi öldü"... Bu müşrik tayfası şehitlere "ölü" denmeyeceğini bilmezler. İngiliz Muhipleri Cemiyeti, Wilson Prensipleri Derneği, Kürt Teali Cemiyeti kurucuları ve üyeleri olan bunlar 100 yıl önce şöyle söylüyorlardı: "Savaşmaya ne gerek var, kendimizi teslim edelim İngiliz'e, Amerika'ya rahat rahat yaşayalım". Buna tecavüzcüsüne aşık olan mağdur sendromu deniliyor. Bunların dedeleri böyle dediler, bunlar bunu il il gezerek hazmettirecek. Dedelerine kalsaydı, evet Çanakkale'de 256 bin şehidimiz olmayacaktı ama namusumuz da olmayacaktı, vatanımız da olmayacaktı, dinimiz de olmayacaktı. Onların girdiği yerdeki hiçbir inanç, inanç olma özelliğini kırk yıl koruyamadı. Herkes hıristiyan oldu... Bunlar gönüllü hıristiyanlar, kalleş Batının gönüllü sermayeleri...
Yorumsuz...
Yanlış / Doğru
Doğru, "nokta"dan geçen sonsuz yol ise kim yanlış?..
Gelecek...
Gelecek iki boyutlu bir tasarımdır. Bir boyutunda sonuç ve geleceğin kendisi Sahibi tarafından takdir edilir. Diğer boyutunda sonucu arzulayan arzuladığına yaraşır şekilde çalışır ve asla geleceğin sahibinin işine karışmaz...
Tenkit...
Yargılamak "Hâkim"in işi. Bu yüzdendir eleştirirken içindeki Firavun'u çıkarır insan. ''Hâkim" olan sonsuz rahmet ve merhamet sahibi iken, Nemrutlaşan insan bu yüzden çok acımasızdır...
Eleştiri acıdır ve dahi kırıcıdır. Kaynağı put olan hangi şey iyi ki?...
"Face"in "Feyz"i...
Yaşayamadıkları için olsa gerek, gerçek dünyayı sanallaştıranlar gerçeğin ne olduğunu aynaya bakarken de farkedemiyor. Hayat o kadar sanal ki aynada bile hangi noktaya bakılacağı bilinemiyor, bir "mouse" oku aranıyor aynada...
Evine misafir kabul etmekten imtina edenler, 24 saat "face" masalarında gerdan kırıyor. Heyhat, "misafir bereketi" artık sadece bir şehir efsanesi...
Sevgiyi, muhabbeti led ışıklı ekranların renkleri arasında "mouse"ın "tık"ları arasında aramak artık "gerçek"leşmiş. Yunus'tan Mevlana'dan "feyz" almayı "face"in feyzine tercih etmek taşlaşmaktır, kendini putlaştırmaktır...
Sevginin efendisi tüm putları 1400 sene önce kırmıştı... Biz ondan öğrenmiş olmalıydık putları kırmayı... Kırın putları, arkasında tüm "var"lığı ile siz varsınız...
Üstâd-ı Âzam'dan
* Tarih eserlerini iki defa oynarmış: Önce trajedi, sonra komedi olarak.
* Kâmusa uzanan el namusa uzanmıştır.
* İzm'ler, idrakimize giydirilmiş deli gömlekleri.
* İdeolojiye düşmanlık, tek izm'e teslimiyettir: obskürantizm.
* Çağdaşlaşmak neden Hıristiyan Batı'nın putlarına perestiş olsun?
* Doğu, mâbede bezirgân sokmamış.
* Yığın düşünmez, maruz kalır. Nezleye yakalanır gibi yakalanır bir fikre. Ateşi yükselince arslanlaşır, nöbet geçince her mukaddesi unutuverir. Büyük bir milletin duyguları ölçülü, düzenli, devamlıdır.
* Başkalarının sözleriyle yetinmek, her konuda başkasının anlayışına, başkasının fikirlerine başvurmak, alışkanlıkların en kötüsü.
* Kahramanlık hatada ısrar etmemektir.
* Kinlerin, peşin hükümlerin, gizli çıkarların savaşı polemik. Eski bir inancı yok etmek isteyen yeni bir düşüncenin savaşı. Ve her mübariz kendi cephesinde muzaffer.
İlân-ı Aşk
Ey İlham Perisi!
Sevdâdan yana
Uyguladığın greve
Ve
Kötü talihimin
Lokavtına rağmen
Seni Seviyorum...
eylül-91-bolu
Ali gel.
İki cihanın Sultanı der ki: “Ben ilmin şehriysem Ali de kapısıdır…”
Bu mucizeden olsa gerek eskiden okuma yazmaya “Ali” ile başlar önce onu öğrenirdik…
Şimdilerde ise Ela'ya 'takılıyoruz'… "Aziz" olmak isterken, "inkâr"a düşmek çok acı geliyor...
"Âlî" işler "Elâ" ile ne kadar olur göreceğiz…
Sadece bir "kelime" mi?
Hayy deyin erenler...
Hayy de'n canlar...
Hayden dostlar...
Hayde artık...
Haydi...
Hadi...
Türkçe, dua gibidir... Türkçe konuşmak ibadettir... Çünkü Türkçe; Allah'ın bir ayetidir...
Geliyoruz...
Gönüldür Türk'ün otağı
Öğretmen özde sancağı
Yakmaya ilim ocağı
Alev alev geliyoruz
Mazluma samur olmaya
Zalime demir olmaya
İlime sınır olmaya
Ufuk ufuk geliyoruz
Destanlar malı olmaya
Peteğin balı olmaya
Bayrağın alı olmaya
nehir nehir geliyoruz
Bir doru küheylan ile
Biz, umut türküsü dile
Olmak için düştük yola
Beste beste geliyoruz
Ağrı, İzmir, Kars, Adana
Bolu, Maraş, Muş, Aydın'a
Yurdumuzun dört yanına
Yemin ettik geliyoruz
haziran-92-bolu